IoT’yi Ne Yapacaksın?

Kadir Has Üniversitesi – Nesnelerin Interneti (Internet of Things – IoT) Akademisinde [1] görev aldım.

Kendi eğitimlerimde Albert Einstein’ın şu cümlesini rehber edinmişimdir.

Egitim-Einstein

Şöyle bir giriş yaptım:

Nesnelerin Interneti denildiğinde aklınıza peynir ısmarlayan buzdolabı veya şoförsüz arabadan başkası gelmiyorsa [2], henüz sıfır noktasında bile değilsiniz.

Makinelerin iletişiminin yakında sosyal medya verisinden daha fazla veri üreteceğini düşünün. Şu anda bile makineler, her saniye binlerce veri gönderiyor [3]. Bir uçak motoru saatte 1 Terabyte veri aktarıyor. Endüstriyel büyük veri diger bütün büyük veri türlerinin toplamının 2 katı kadar hızla büyüyor. is-makinesi

Bir iş makinesi hangi tip toprakta, hangi işi, ne kadar saat boyunca, hangi sıcaklıkta, hangi eğimde, hangi yakıt ile yaptığını raporluyor.

Öyle çok ve gelişmiş sensor’lar var ki, öyle çok veri toplanıyor ki ve öyle ayrıntılı veri analizi yapılıyor ki beklenmedik duraklamalar iyice azalıyor.

“Sıfır Beklenmedik Duraklama” gibi aslında oksimoron [4] olan bir cümle gerçekleşiyor.

Bu girişten sonra şu konuya odaklanmalarını önerdim.

Tüm eğitim boyunca “Ne yapacağım bununla?” diye düşünün. Burada olma amacınız “Vay be!.. Abi neler icat edilmiş” diye hayranlık duymanız değil. İşinizi geliştirmek için Nesnelerin Internetini nasıl daha iyi kullanırım diye öğrenmek için buradasınız.

3 saat boyunca çeşitli IoT uygulamalarından ne gibi yararlar sağlanacağını tartışmaya çalıştık.

Ben her farklı sektördeki katılımcıları “Ne yapacaksınız bununla?” diye zorladım. (Şu eski reklamdaki [5] gibi.) Bazı örnekleri verdim, bazılarını hep birlikte bulduk.

Örneğin bir sigorta şirketi hangi nesnelerin interneti ile, neden ilgilenmeli?

  • Kendini ölçme (Quantified self [6]): Kişinin sağlık verileri, spor alışkanlıkları, günlük yaşam alışkanlıkları, vb… bilgileri çeşitli risklerin önceden bilinmesini sağlar. Ayrıca anında yapılabilecek müdahaleleri kolaylaştırır. (Özet bilgi için şu [7] TED TALKS videosu yardımcı olabilir.)
  • Akıllı arabalar: Müşterilerin araba kullanma alışkanlıkları (frene ve gaza ne kadar sık bastığı, ne kadar hızlı kullandığı, virajları dönerken nasıl davrandığı, günde / haftada ne kadar ve nerelerde araba kullandığı, vb… bilgileri) olası kaza ihtimalini hesaplamaya yardımcı olur. Firmanın risk analizinde kullanılabilir.

Elbette sigortanın kullanabilecekleri, yukarıdaki 2 olguyla sınırlı değil. Örnek olması için sadece bu iki olgunun üzerinde durdum.

Önemli olan nesnelerin internetini öğrenirken hangi verilerin, nerede ve ne amaçla kullanılabileceğini düşünmektir. Bilişim döneminde her konuya farklı bir açıyla bakabilmelisiniz. Aksi koşulda, trene bakar gibi…

19 Temmuz 2015

EKLEME (20 Temmuz 2015):

Gelecekhane’nin Temmuz 2015 Bülteni’nin [8] bazı satırlarını buraya ekliyorum:

Gelecek Habercisi’nin ilk sayısında [9] IBM Watson’ın doktorlara teşhis ve tedaviler için önerilerde bulunduğu bilgisini paylaşmıştık. Merkezi olarak bu şekilde bir sağlık bilgisi ile donatılmış yapay zeka uygulaması bulunması halinde, evlere kadar girecek bir sanal doktor uygulamasına geçilmesinin de çok uzak bir hayal olmadığını söyleyebiliriz. Evinizde bulunan, tansiyonunuzu ölçebilen, şeker ve diğer kan tahlillerinizi yapabilen bir ev robotunun, sağlık alanında uzmanlaşmış merkezi yapay zekaya bağlı olarak hizmet vermesinin oldukça mümkün bir senaryo olduğunu söyleyebiliriz.

… Telemedicine Australia [10] adlı bir şirketin, Home Doctor adlı cihazı. Evlere ve okullara kurulumu yapılan cihaza, kablosuz bağlantı ile, USB ile ya da Bluetooth ile kan şekeri ölçümü cihazları (glucometer), kulak muayenesi cihazları (otoscope) ve cilt muayenesi cihazları (dermatoscope) bağlanabiliyor. Cihazın kendi üzerinde tansiyon ölçüm özelliği de bulunuyor. Şirket, istek anında 7/24 görüntülü görüşme ile özel doktora danışma hizmeti de sunuyor.

Bu teknolojik ilerlemeleri dikkate aldığımızda, haberimizde yer alan sanal doktor uygulamasının da yakın gelecekte mümkün olabileceğini söyleyebiliriz. Bilişim sektöründeki ve sağlık sektöründeki dostlarımızın ilgisini çekeceğine inandığımız bu haberimiz aynı zamanda sigorta sektöründeki dostlarımızın da ilgisini çekecektir diye düşünüyoruz.

 

Türkiye’de sigortacılık seviyesi

Sigorta açısından “bilinçli” diye tanımlanan bir müşteriyim. Hemen her varlığım sigortalanmıştır. Zorunlu olmayan sigortaları bile yaptırırım. Kayak tatili gibi olası riskleri de sigortalamak isterim.

Son 16 yılda 8 – 10 kere kayak tatili için yurt dışına çıktık. Hemen hepsinde sigortalıydık.

Bir seferinde düşme sonrasında lif zedelenmesi oldu. Hastaneye kaldırıldı. Alçı yapıldı. Sigorta kapsamındaydı. Tek bir kuruş veya sent ödemeden hastaneden çıktık.

Kayak tatili için yurt dışına çıkacaktık. Kayak kazalarını da kapsayan bir sigorta yaptırmak istedim. Müşterisi olduğum banka şubesine şu mesajı gönderdim.

 

 

.

 

Şöyle bir yanıt geldi.


.

.

.

Defalarca “amatör kayak dahil” seyahat sigortası yaptırmış olduğum için bu mesaja olumsuz yanıt verdim. Twitter’a yazdım

 

 

 

Bir başka sigorta şirketinin IT ekibiyle CRM sohbetleri yapmıştık. Onlara mesaj gönderip talepte bulundum.

“Kapsamı ekteki linktedir” diyerek bir bağlantı gönderildi. Araştırdım. Kapsam dışı kısmında şöyle bir madde vardı:

Aşağıdaki sporların yapılması: hangi türden olursa olsun her türlü yarış, ralli veya benzeri denemeler, olta balıkçılığı dışında av faaliyetleri, tüplü ve serbest derin dalışlar, umumi yolcu taşımacılığı yapmak amacıyla tasarlanmamış deniz araçlarıyla uluslararası sularda dolaşma, binicilik, dağcılık, atış talimleri, boks, ne türden olursa olsun güreş sporları, dövüşme sanatları, paraşütçülük, sıcak hava balonculuğu, serbest düşme, yamaç paraşütü ve genel olarak tehlikeli olduğu bilinen her türlü spor veya eğlence faaliyeti,

Kayak açıkça yazmıyordu. Kapsam dışı maddelerinin sonunda “Ancak, bu maddenin b, j, m, n, o, p ve s fıkralarında sayılan durumların özel şartlar ile teminat altına alınması mümkündür.” cümlesini gördüm. Zaten söz konusu riskin parasını ödemeye hazır olduğumu belirtmiştim. Bu cümledeki özel şartları öğrenmek istedim.

Şu ana kadar olan yazışmalar sigortacılara karşı güven kaybettirdiği için “amatör kayakçılık dahil mi?” diye tekrar sordum.

Yanıt şu şekildeydi:


 

 

,

Anlaşılan Türkiye’de kayak tatili için sigorta yaptıramıyorduk. Oysa yurt dışında, amatör kayakçılık kazalarını kapsayan sigortayı kayak okullarından alabiliyorsunuz. Bölgesine ve sizin kayma eğiliminize bağlı olarak günlüğüne 3 – 5 Euro’dan 8- 10 Euro’ya kadar çıkıyor.

Twitter’a görüşlerimi yazdım.

 

 

 

 

 

Hemen arkasından Sigorta Şikayet ‏ isimli kullanıcıdan Twitter mesajı geldi.

.

.

 

DM (doğrudan mesaj) ile e-posta adresimi gönderdim.

Bu dakikaya kadar işi sigorta şirketleriyle yürütmeye çalışmış, eş-dost-arkadaş ilişkilerine başvurmamıştık. Sigorta sektöründe üst düzey yöneticilik yapmış bir arkadaşımla Facebook’dan yazıştık.

 

 

 

 

 

 

 

.

 

Sonuçta yine bir tanıdık vasıtasıyla istediğimiz sigortayı yaptırdık.

Daha sonra Sigorta Şikayet’in yanıtı geldi:

Uğur Bey,

Ülkemizde kayak sigortaları seyahat sigortaları dahilinde teminat verilmemekle birlikte özel sağlık sigortalarında limitlendirilmiştir. Pek çok sigorta şirketi yıllık 4.000TL’ye kadar bu teminatı standart poliçelerinde vermektedirler.

Çözüm Önerileri:

  1. Mevcut özel sağlık sigortanız varsa sigorta şirketinizden verdikleri teminat tutarını öğrenmeniz yeterli olur.
  2. Kayak Sigortasını web üzerinden yurtdışından Türkiye’yi de kapsayacak şekilde alabilirsiniz. Buradaki sıkıntı herhangi bir tazminat talebinizin olması durumunda tedavi olduğunuz kurum doğrudan ödeme networkunde değilse tazminat talebiniz ve almanız zorlaşır.
  3. Özel sağlık sigortanız yoksa piyasa fiyatları 110TL ile 400TL arasında değişen 1 yıllık Acil Sağlık sigortası alabilirsiniz. Kayakta yaralanmalar acil duruma girdiği için, özel sağlık sigortasında olduğu gibi şirkete göre değişmekle birlikte 4.000TL’ye kadar karşılar.

Bilgilerinize sunar, iyi günler dileriz.

Sigorta Şikayet

İkinci maddeye dikkatinizi çekmek isterim. “Kayak Sigortasını web üzerinden yurtdışından Türkiye’yi de kapsayacak şekilde alabilirsiniz” diyor. İşte bu cümle, Türkiye’de sigorta sektöründe ürün geliştirme becerisinin ne kadar zayıf olduğunun delili.

25+ sene (riskler de dahil) finansman dalında ürün geliştirme yapmış ve 15 senedir CRM ile uğraşan biri olarak Türkiye’de sigortacılık hakkında hiç de olumlu düşüncelerim yok. Yukarıda verdiğim mesajlar gösteriyor ki, onların iyileşme gibi bir dertleri de yok.

 28 Mart 2013