GSM operatörleri, bankalar, süpermarket zincirleri gibi çok sayıda verisi olan kurumlar big data toplantılarında sürekli konuşuyorlar [1] , [2] . Ancak Türkiye’deki büyük kurumların verileri doğru kullanamadığını [3] kesinlikle biliyoruz. Bize gelen yanlış veya anlamsız teklifleri [4] , [5] düşünürsek, veriyi anlayıp anlamadıklarını buluruz.
Geçen hafta SEO ustası sevgili Serbay Arda Ayzıt’ın [6] önerisiyle, veri konusunda muhteşem bir blog yazısı [7] okudum. Airbnb’nin ilk zamanlarında işe başlayan veri bilimcisi Riley Newman [8] yazmış.
3 konuyu özetlemiş:
• Veri biliminin şirkete katkıları,
• Verileri yorumlama yöntemi,
• Veri ekibinin şirketteki yeri
Uzun yazının birkaç satırını tercüme edip yayınlamaya karar verdim. Şöyle:
Geçmişte veriler çoğunlukla soğuk ve nümerik değerlerle anılırlardı. Sadece ölçüm aracı olarak kabul edildikleri için, veri bilimcilerin Mr. Spock gibi istatistikleri ezberden bilen ve sorulduğunda söyleyen karakterlere benzetilmesini sağlardı. Bu yüzden bizimle etkileşim bir gerçeğin talep edilmesi şeklinde olurdu: Paris’teki listemizde kaç yer var? İtalya’da en tercih edilen yöreler nereleridir?
Her ne kadar soruları yanıtlamak ve olguları ölçmek işimizin bir kısmıysa da, Airbnb’de veri insani ışıktır diye niteliyoruz: Veri müşterilerimizin sesidir. Bir veri, bir hareketin veya etkinliğin kaydıdır; çoğunlukla bir kişi tarafından verilen bir kararın yansımasıdır. Eğer bu karara yönlendiren etkinliklerin sırasını oluşturursan, bundan ders alabilirsin; bu müşterilerin neleri sevip nelerden hoşlanmadıklarını söylemlerinin dolaylı yoludur – Bu özelliği diğerinden daha çekicidir…
Benim de raporlama konusunda benzer [9] anılarım var. Verinin bir içgörü olduğunu, ürün odaklı klasik yöneticilere anlatmak zaman alıyor [10] .
Veri bilimi bir yorumlama işidir – müşterinin sesini karar vermeye daha uygun bir duruma tercüme ederiz.
Biliyorsunuz, bu konunun [11] , [12] , [13] üzerinde çok duruyorum.
İstatistikleri bireysel deneyimleri anlamak için kullanıyoruz ve toplumsal eğilimlerini saptamak için bu deneyimleri birleştiriyoruz. Bu eğilimler, işi ne yöne götüreceğimize ilişkin kararları şekillendiriyor.
Yıllardan beri söylediklerimin, Dünya’nın sayılı şirketlerinden birinin veri bilimcisi tarafından da tekrarlandığını duymak sevindirdi.
Yazının bazı kısımlarını tercüme edip yayınlayacağım. Ama ingilizce biliyorsanız, yazının aslını [7] okuyun.
Migros’un CRM ve Pazarlama İletişimi Direktörü Sayın Kına Demirel de “Veriye ruh kazandırmak” deyimini kullanır. Ben eğitimlerimde “ete, kemiğe büründürmek” derim. Neredeyse, aynı bakış açısı.
Son sözüm biraz sert olacak: Hasbelkader elde edilen müşteri bilgilerini başkalarına satarak [14] değil, veriden anlayarak ve müşteri içgörülerini değerlendirerek bilgi çağı şirketi olunur.
31 Temmuz 2015
Kapak resmi şuradan