Müşteri Odaklılık – Özet

Müşteri odaklılık konusunda çok sayıda yazı yayımladım.

Önce “müşteri odaklılık nedir?” diye ölçülebilir bir tanım yapmak gerekir. Bir tanım olmadan yola çıkılırsa para ve zaman kaybedilir.

Sadece tanım yeterli değildir. Altyapı da müşteri odaklı olmalıdır. “Altyapı müşteri odaklı olmazsa, kurum müşteri odaklı olamaz” diyebiliriz.

İyi de nasıl müşteri odaklı olunur?” diye sorarsanız…

özetle, hem altyapının, hem yönetimin, hem de kurum kültürünün müşteri odaklı olmasıyla müşteri odaklı olunur.

Not: Yeni yazı yayınladıkça bu listeye ekliyorum.

18 Ağustos 2019

Analiz – Uygulama – Test – Tekrar Analiz – Tekrar …

Bizim Kadınlarımız” yazısında, bankacılıkta ilk yaşam evresine yönelik pazarlama çalışmalarına değinmiş ve bir ürün geliştirme sürecinin başlandıç aşamasından bahsetmiştim.

Sonra nasıl oldu?” diye merak ediyorsanız, anlatayım.

.

Çocukları 6 – 11 yaş arasında olan küçük işletme sahipleri ve orta kademe yöneticilerinin, çocukların eğitimi konusunda endişeli olduğu ortaya çıktı. İyi bir eğitim pahalıydı ve çoğunlukla babaların para kazanmasına bağlıydı.

Babalar “Bana bir şey olursa, karım bir şekilde kendini kurtarır ama çocukların eğitimi sekteye uğrar” diyorlardı. Erkeklerle yapılan tüm odak grup çalışmalarında benzer sonuçlar alındı.

Bu öngörüler doğrultusunda “kötü bir şey olursa” çocukların eğitiminin kesintisiz sürmesine yönelik bir yatırım + sigorta ürünü tasarlandı. “Tasarlandı” dedim ama… Türkiye’de olmayan bir sigorta ürünün sıfırdan oluşturulmasının ne kadar zor olduğunu öğrendik. Reasürans kavramı ile tanıştık. Falan, filan…

Bu çalışmanın kolay ve ucuz olmayacağı belli oldu. Ürünü yapıp müşteriye sunduktan sonra başarısız olursa, bedelini ödeyemeyeceğimizi gördük. Tasarladığımız ürünü hayata geçirmeden önce gerçek alıcılarla test etmeye karar verdik.

Bankanın yüzbinlerce müşterisi arasından “bir çocuğu ilkokula giden” birkaç yüz kadın ve erkeğe  ürünü teklif ettik.

Erkeklerin %90‘a yakını ürünle ilgilendi. Kadınların ise, %10‘dan azı ürün hakkında bilgi almak istedi.

.

İlk bulgumuz çok önemliydi: Ürünün hedef kitlede başarılı olacağı belli oldu.

Diğer bulgulara da eğildik. Kadınların %90‘dan fazlası ilgi duymayınca, sonraki aşamada onlara tanıtım yapılmaması gerektiği bile konuşuldu. Bu noktada iyi bir analitik ekibimizin olması araştırmayı derinleştirmemizi sağladı.

EVET diyen kadınların ortak özellikleri araştırıldı. Hepsi bekar annelerdi. Çocuklarının sorumluluklarını üstlendikleri için bu ürüne (diğer annelerden daha fazla) ilgi duyuyorlardı.

HAYIR diyen erkekler de, ya çok yatırımı olan (muhtemelen “bana bir şey olsa da…” diye düşünen) veya boşanmış (muhtemelen “nafaka ödüyorum, gerisi benim sorunum değil” diye düşünen) babalar idi.

  • “muhtemelen…” diye başlayan ve parantez içinde yazdığım kısımlar, veriler değil anlamlandırma ve yorumlardır. Yanlış da olabilir.

Bu çalışma sayesinde sadece ilk sonuçlarla yetinmemeyi, EVET veya HAYIR diyenlerin ortak yönlerini araştırmayı, yeni mikro segmentler üretmeyi öğrendik.

7 Şubat 2018

Bankalarda CRM – 2

Bir bankada 7 sene önce açılmış ve kullanmadığım bir hesabım kalmış. Yeni bir işlem yapmam gerekti. Eski hesabımı kullanmayı önerdiler.

Başıma geleceği biliyormuş gibi “Şimdi oraya ilgili tutarı yatırırım. Siz de 7 seneden beri tüm hesap işletim ücretlerini çekip beni ödemedi durumuna düşürürsünüz. O hesabı kapatalım. Bana yeni hesap açın” dedim.

Israr ettiler. Böyle olmayacağını söylediler. Eski hesap devam etti. Aynen tahmin ettiğim gibi yaptılar ve ödememiş duruma düştüm.

Sosyal mecralarda durumu yayınladım. Müşteri Hizmetleri Yönetimi’nden aradılar. Çok nazik ve anlayışlı bir yöneticiyle sohbet ettik. Özür dilediler. Parayı iade ettiler. İlişkiyi derinleştirmem için tekliflerde bulundular. Ben de “hesap işletim ücretine dair uygulamanızı yazılı gönderin” dedim.

Gelen yazı – tek kelimeyle – anlamsız idi.

Baştan sona hukuksal önlemler alınmış ama müşteriye hemen hiçbir şey söylemeyen bir yazıydı. “Pazarlamayı Hukuk Departmanına kurban eden şirketler” [1] listesine, sadece bu bankayı değil tüm bankaları ekleyebiliriz.

Anlamadığım için açıklama istedim. Birkaç yazışma sonrasında şunu öğrendim. Hesabı yeniden kullanmaya başlamamı sağlayan işlem dışında bir işlem yaparsam, yeniden hesap işletim ücreti kesilecekmiş. Örneğin, taksicide bozuk para çıkmasa ve o hesaba yatırdığım paranın bir kısmını ATM’den çeksem, aylık işletim ücreti ödemeye başlayacağım.

Bir konferansta, henüz müşteri davranışını anlamayan bu bankanın CRM başarı öyküsünü dinledim. CRM Polisi [2] gibi davranmak istemiyorum ama konferanslarda anlatılan başarı öykülerinin gerçek müşterideki yansımasını göremiyorum.

Bu banka sürekli olarak yeni teklifler sunuyor. Bir tanesine EVET dersem hesap işletim ücreti nedeniyle ceza öder gibi olacağım. Sizce bu bankayla ilişkim devam eder mi?

 PWC-11

Bazı bankalar, sözleşmelerini müşterinin anlayacağı dilde yazdıklarını ilan ediyorlar. Dinleyenler alkışlıyor. Yani zaten yapılması gerekeni yapanlar, BAŞARILI sayılıyor.

Müşteri odaklılık sadece pazarlama, ürün geliştirme ve satış birimlerinin görevi değildir. Tüm şirket, ilgili tüm departmanlarıyla müşteri odaklı olmayı anlamazsa çabalar boşa gider.

13 Ocak 2016

Müşteriyi verilerden tanımak

Yorum farkı [1] yazısında bahsetmiştim. Evli bir çiftin 1.5 yıllık alışveriş verilerini öğrencilere ödev olarak verdim. Bildiğiniz yazar kasa bilgileri. “Şu gün şu saat ve dakikada 2 demet roka, 1 demet maydanoz, yarım kilo peynir satın almış” gibi… 2000 tane işlem.

CRM’de doğru müşteriye doğru zamanda, doğru teklifin yapılması diyoruz ya. Ödevin amacı da en uygun teklifin geliştirilmesi için müşteriyi tanımak idi.

😉

Müşterinin elimizdeki alışveriş işlemlerini yorumlayarak onları tanımlamak için bir yöntem izlenmeli.

Benim ödev verirken önerim:

1′inci aşama Başvuru Bilgileri: Sadakat kartı başvurusundan elde edilen bilgiler ve yorumlar olmalı. Bu kişiler şu yaşlarda, birbirleri ile evli, lüks bir semtte oturuyorlar, e-posta adresine göre kadın bir okulda çalışıyor, iş telefonuna göre kocası İstanbul’un diğer yakasında çalışıyor, vb…

2′nci aşamada, aylık toplamlar ve her alışverişin ayrıca toplamları, hangi sıklıkta geldiği…

3′üncü aşamada, alışveriş detayları: aldığı ürünlerin detayları (pahalı ürünler, diyet veya gurme ürünler, meyva-sebze veya şarküteri, vb…), alışveriş yaptığı mağazalar, şehirler, yazın tatil bölgelerindeki mağazalarımıza gidiyor mu, gittiği yerde alışveriş eğilimleri değişiyor mu, mevsimsel veya dönemsel farklılıklar var mı? vb…

4′üncü aşamada, bir önceki aşamada elde edilen veriler doğrultusunda müşteri hakkında yorum yapılması ve müşterinin tanımlanmasını beklerim.

(Bu 4 madde ödevden aynen alınmıştır)

.

Yukarıda belirtilen ilk üç maddenin amacı, müşteriyi tanımak için izlenecek yolu kolaylaştırmak. Müşteriyi iyi tanımlamadan doğru teklif yapılamayacağı için, tanımlamayı ciddiye almak gerekiyor.

Müşteriye doğru teklifin yapılması için önce onu tanımak gerekiyor. Grup satın alma sitelerinin erkeklere kirpik uzatma veya epilasyon teklifi, bankaların anneler gününü kutlaması veya kapak kızı [2] olma fırsatı vermesi, perakendecinin evli erkeklerin evine “kadın iç çamaşırı indirim kuponu[3] göndermesi müşterilerini tanımamalarından kaynaklanıyor.

.

Rana Çalpan isimli öğrencimin, alışveriş verilerinden yola çıkarak ödevdeki müşterileri (“Bir erkek, bir kadın” dizisindeki karakterlere öykünerek ZEYNEP ve OZAN’ı) nasıl tanımladığını görmenizi isterim. Aynen alıyorum:

ZEYNEP:

Alışverişe çoğu zaman liste yapmadan çıkıyor, bazen aynı günde iki kez Migros’a geliyor, hatta bazı alışverişlerinde eğer kasada ki PARO cihazında sorun yoksa aynı alışveriş saatinde farklı dakikalarda girilmiş verilerden anladığım kadarıyla parayı ödedikten sonra aklına bazı şeyleri almayı unuttuğu gelip tekrar içeri dönüp alıyor olabilir.

Ayda bir ya da iki kez yekün alışveriş yapıyor, bazı aylarda ise hiç yapmıyor, ancak sık sık ufak tutarlı alışverişler yapıyor. Kendisi hem çikolata, şekerleme, kraker tarzı şeyleri hem de diyet ürünlerini alıyor, hatta diyet kraker, çikolata ve benzer şeyler de alıyor. Kilo problemi olabilir.

Her çeşit ekmeği deniyor. Kilo vermek için profesyonel bir destek almadığını ürün denemesinden anlamak mümkün. Şarap seviyor, hatta kırmızı şarap seviyor, en çok tercih ettiği ise Boğazkere. Bir kez ithal peynirler de almış, şarabın yanında tüketmeyi seviyor olabilir. Rakı olarak da Efe Rakı’yı daha çok da Yeşil Efe (Yaş üzüm rakısı) tercih ediyor. Alkollü içecekler aldığı zaman genellikle çerez de alıyor.

Tavuk yemeyi seviyorlar, sık sık çeşit çeşit tavuk yemekleri yapıyor olabilir. Süt ve süt ürünlerini düzenli olarak alıyor, beslenmesine kilo verme konusunda pek olmasa da en azından besin değeri yüksek faydalı gıdalar tüketerek dikkat ediyor olabilir. Ara ara yufka aldığını görüyoruz yufka aldığı zamanlar üç farklı çeşit yoğurt alıyor, yoğurtlardan birini yufkayı yumuşatmak için kullanıyor olabilir börek yaparken.

Evde peynirlerden en çok kaşar peyniri tüketildiğini en sık kaşar peyniri almasından dolayı söyleyebiliriz. Eve çeşit çeşit yoğurt ve beyaz peynir almasından, evde farklı damak zevklerine ve beslenme alışkanlıklarına sahip en az iki hatta üç veya daha fazla kişinin yaşadığını düşünebiliriz.

Hem normal veya light hem de laktozsuz süt aldığı için evde midesinden rahatsızlığı olan veya laktoz intoleransı olan biri olduğunu düşünebiliriz. 11.12.06 ve 03.09.07 tarihli Nesquik almış, daha önce almadığına göre ya çocukları var ve arada seyrek de olsa Nesquik içiyor, ya da o günlerde canları çekmiştir ya da çocuklu bir misafir gelmiş olabilir. Bu durumda çocukları olduğunu düşünmemizi destekleyebilecek başka detaylar ise aldıkları süt, çikolatalar, gofretler ve şekerlemeler, ancak bunları yetişkinler de seve seve tüketebileceği için kesin bir kanıya varmak mümkün değil.

2009 mayıs’ından itibaren; yoğurt, tereyağı ve peynir seçimlerinde hep Sütaş tercih ederken, Sütaş alımları  duruyor, yerine Pınar’ı tercih ediyor. Açıkçası bunun sebebini Migros’tan alışveriş yapan biri olarak ben biliyorum, Migros Sütaş ile anlaşmasını iptal etti veya yenilemedi.

Evlerinde Nutella seviliyor. Çam balındansa çiçek balı tüketiyorlar.  02.03.2007 tarihinde misafirleri olduğunu düşünüyorum, çünkü daha öncesinde veya sonrasında kola almazken o gün hem diyet hem normal kola alıyor, oysaki asitli içeceklerden ziyade meyvesuyu tercih ediyor. Ice tea olarak daha çok şeftali aromalı Lipton markasını tercih ediyor, ancak bir kez ya Lipton kalmadığından ya da denemek için Nestea aldığını görüyoruz.

Makarna konusunda en sevdiği şeklin çubuk daha sonra da burgu olduğunu, onları daha çok tercih etmesinden anlıyorum. Ayrıca 30 ve 31 Aralık 2007 ve 2008 alışverişlerinden yola çıkarak bu iki sene yılbaşını evde kutladıklarını düşünüyorum, 2007’de rakı tercih ederken 2008’de şarabı tercih ediyor, ve bu iki senedeki son iki gün alışverişlerinde ortak olan malzeme ise mayonez. Buradan yola çıkarak yılbaşı gecelerinde mayonez gerektiren bir takım mezeler (rus salatası gibi) hazırladığını veya mayonez eşliğinde yenilen bir yemek hazırladığını söyleyebilirim. Ayrıca 2008’de hem 30 Aralık’ta hem 31 Aralık’ta 680’er gramlık mayonez alıyor, bu sefer ya çok misafiri var, ya daha fazla mayonez gerektiren yiyecekler hazırlıyor, ya da önceki gün aldığı mayonez kavanozu bir kaza sonucu kırıldı diyebilirim.

*  *  *

Gıda ürünleriyle ilgili bu kadar fikirden sonra gelelim diğer ürünlere.

Migros’tan çorap, bluz, gömlek, terlik gibi tekstil, saklama kabı ve benzeri gibi de zücaciye ürünleri aldığını görüyoruz. Buradan çarşıya ya da alışveriş merkezlerine gidecek zamanı olmadığı günler olduğunu söyleyebiliriz.

Kişisel bakım ürünlerinden kadın pedlerine bir süre ara veriyor, bu dönemde bir gebeliği olmadığını bildiğimize göre başka bir yerden aldığını söyleyebiliriz, ayrıca ped ve günlük ped olarak Orkid ve Orkid markasının bir diğer ürünü olan Alldays veya Discreet kullanırken 18.05.2007’de Kotex günlük ped aldığını görüyoruz, bu tarihte ya Alldays kalmamıştı ya da denemek için Kotex aldı.

Ayrıca Zeynep Hanım özellikle eşi Ozan Bey’in veya varsa oğlunun kullanacağı belli ürünler de alıyor, mesela erkek terliği , Axe erkek deodorantı, Clear Men hair fall decrease şampuan. Hatta bu şampuandan anladığımız kadarıyla Ozan Bey’in saçları dökülüyor.

Temizlik ürünleri hakkındaki tercihlerini aldığı ürünlerin detaylarını belirtirken yazmıştım. Zeynep Hanım 2008 Ağustos’unda halı yıkama makinesi almış, çünkü 2007’de elde yıkama için halı şampuanı alırken 2008 Ağustos’unda ve daha sonrasında makineyle yıkama için halı şampuanı almış.

Opet alışverişlerinden anladığımız kadarıyla Zeynep Hanım Paro kartı ile ilk Opet alışverişini 13.09.2008’de yapıyor, ya arabayı yeni aldı, ya Opet Saltanat Mahallesi’ne yeni açıldı, ya da daha önce başka bir markayı tercih ediyordu. Ayrıca elimizdeki verilere göre en son Haziran 2009’da Opet’ten alışveriş yapıyor, yani Temmuz ve Ağustos’ta yapmıyor. Bu durumda ya arabasını satmış, ya da Opet’ten başka bir akaryakıt firmasını tercih etmiş olduğunu düşünüyorum. Ayrıca Zeynep Hanım Opet’te hep küsüratlı tutarlar ödediği için benzini bitmese de benzin alırken depoyu doldurttuğunu düşünüyorum.

Aile her yaz tatillerini Marmaris’te geçiriyor. Başta Marmaris’te de mutfak gereçleri, gıda, sinek ilacı, temizlik malzemeleri ve benzeri aldıklarından devremülkleri olduğunu düşünüyordum, ancak Zeynep Hanım 2007 ve 2008 senelerinde Ağustos sonu Eylül başı tarihlerde Marmaris Migros’tan alışveriş yapmasına rağmen Ozan Bey 2008’de Temmuz sonu Marmaris’te Netsel Marina Migros’tan alışveriş yapıyor.

Devremülkler genelde 2 haftalık veya 1 aylık olduklarından ve 2008 senesinde 27 Temmuz’da  Ozan Bey 3 Eylül’de ise Zeynep Hanım Marmaris’te alışveriş yaptığından devremülkten ziyade Marmaris’te evleri veya tekneleri olduğunu düşünüyorum.

OZAN:

Elimizdeki verilerden anlaşılan evin market alışverişini çoğu evde de olduğu gibi erkek yapmıyor. Ozan Bey nadiren market alışverişine çıkıyor ve genelde arada birkaç kendi istediği veya kendine aldığı ürün dışında, traş bıçağı ve bira gibi, Zeynep Hanım’ın yaptığı listeyle veya Zeynep Hanımla birlikte alışverişe çıktığını düşünüyorum, çünkü alınan peynir, yoğurt vesaire gıda ürünlerinin ne gramajında ne de markasında farklılı oluyor.

Ozan Bey’in Paro kartını çoğunlukla akaryakıt alırken kullandığını görüyorum. Benzin alırken çoğunlukla küsüratlı ve yüksek miktarlar ödediğinden Ozan Bey’in oldukça azalana hatta ışığı yanana kadar benzin almadığını ve aldığı zamanlarda da depoyu doldurttuğunu düşünüyorum. Bazı zamanlarda ise 100 Liralık benzin alıyor, o zamanlarda arabadan inmeden direk pompacıya nakit ödeme yaptığını düşünüyorum.

Ayrıca 6 ocak 2009’da Ozan Bey 32 saniye arayla birim fiyatları farklı 2 akaryakıt alışverişi yapıyor, burada Ozan Bey’in hem kendi aracının hem eşinin aracının benzinini aldığını düşünüyorum, eğer öyleyse ya farklı yakıt tiplerinde arabaları var yada aynı yakıt tipinde farklı oktanları tercih ediyorlar. Zaten Ozan Bey’in yakıt alışverişlerinin çoğunda aynı dönemki Zeynep Hanım’ın yakıt alışverişleri ile karşılaştırıldığında genellikle Ozan Bey’in aldığı yakıtın birim fiyatı daha yüksek. Dolayısıyla Ozan Bey’in daha yüksek oktanlı benzin tercih ettiğini veya Zeynep Hanım’ın dizel bir araba kullandığını söyleyebiliriz. Bu durum da eğer Zeynep Hanım’ın aracı dizel değilse Ozan Bey’in arabası konusunda daha titiz olduğunu daha yüksek performans almak istediğini söyleyebiliriz.

Ozan Bey Divan’ın mutfağını beğeniyor gibi gözüküyor, farklı Divan’lara gitse de özellikle tatlı yediği gözüküyor. Ayrıca Maslak’taki Divan’da birkaç kez hafta içi öğle yemeği yediğini ve bu yemeklerin iki kişilik olduğunu da görüyorum. Bu durumda Ozan Bey’in iş yerinin Maslak’ta ya da yakınında olduğunu söyleyebilirim.

Ayrıca 27.08.2008’deki Divan’da yediği yemekten anlıyoruz ki; ya Ozan Bey o gün eşiyle birlikte Marmaris’e gitmemiş, çünkü Zeynep Hanım’ın o gece 21:47’de Marmaris Migros’tan alışverişi var, ya da uçakla Marmaris’e gitmişler. Çünkü karayolu ile Marmaris’e 13:30’dan 21:47’ye kadar gitmek biraz zor.

.

Alışveriş verilerinin gerçek sahiplerine ödevleri okuttuğum zaman şaşırdılar. Bazı öğrencilerin bu kadar iyi tanımlaması onları ürküttü.

Müşteriyi verilerden tanımak… Budur.

“Müşteri’nin sahibi” kim? – 2

“Sizin şirketinizde müşterinin sahibi kim?” sorusunu her CRM veya CEM konferansında sorarım. Şu ana kadar değişik yanıtlar aldım:

  • Müşteri veri tabanını biz yönetiyoruz. Bu nedenle, şubenin değil Genel Müdürlük Birimi’nin müşterisidir. (Bankacı)
  • Müşterinin hangi yaşam evresinde olduğunu bayi daha iyi bilir. Bu nedenle, müşterinin sahibi bayidir. (Otomobil firması)
  • Kime, hangi ürünün teklif edileceğine biz karar veriyoruz, bu nedenle müşteri “Analitik CRM” bölümünün sahipliğindedir. (Bankacı)
  • İşler iyi giderse acentenin müşterisidir. Başına bir şey gelirse, firmanın müşterisi oluverir. Eğer müşterinin sorunu güzel çözülmüşse yine acentenin müşterisidir; eğer sorun çözülmemiş ve müşteri kendini mağdur hissetmişse, firmanın müşteridir. (Sigortacı)
  • Bir firmada herkes müşterinin sahibidir. Hiç kimse “Müşterinin sorunu beni ilgilendirmez. Başka departman baksın” diyemez. (Danışman ve akademisyenler)

İçlerinde en yanlış olanı hangisi biliyor musunuz? “Bir firmada herkes müşterinin sahibidir” diyenler.

Ben de saf bir biçimde şu soruyu sorarım. Müşteriye bir broşür gönderileceği zaman son onayı kim verir. Tezgahtar mı? Muhasebeci mi? Vitrin tasarımcısı mı? Kasiyer mi? Genel Müdür mü? Veri analizcisi mi? Segment yöneticisi mi? Herkes mi?

Müşteriye karşı herkes sorumlu olabilir. Ama müşteri sahipliği, oldukça derin bir kavramdır. Şunu unutmamalıyız, “Herkesin işi, hiç kimsenin işidir”.

 

Değişen ÜRÜN tanımı

Ayvalık’lı zeytinyağı üreticisi Danışman’a şikayet ediyor. myron-olive-oil-2402853

“Benim ürünüm dünyanın en iyi zeytinyağı… Ama ambalaj kötü… Bu yüzden ürünümü almıyorlar.”

Danışman (hocam Osman Ata Ataç) ona “ambalajıyla, etiketiyle, içindeki ile…” ürün tanımını anlatmaya çalışıyor.

Zor… Ürün deyince müşteriye sunulan vaatlerin bütünü olduğunu anlatmak.

Lokanta işletiyorsanız, sunduğunuz ürün sadece yemek değil artık… Müşterinin sizinle yaşadığı tecrübenin tamamı ürününüz.

restaurant Lokantada yemeğin sıcak, içeceğin soğuk, çatal-bıçakların temiz olması, yemek kokusu, masa örtüsünün rengi, tuzluğun biçimi, masanın üzerinde bulunan (zeytinyağı, peçete, kürdanlık, vb… gibi) malzemelerin konumu, tabağın üzerindeki logo, masaların birbirlerine uzaklığı, sandalyelerin biçimi ve rahatlığı, mekanın ses düzeni, ışıklandırması, manzarası, istediğiniz içeceğin menüde olması, menüde yemekler hakkında resim veya açıklama olması, garsonun ter kokusu, sesinin tonu, kelime seçimi, yemekler hakkında söyledikleri, beden dili, başucunda beklemesi veya çağırıldığı zaman yanınıza gelme süresi, mimikleri, nezaketi, elbisesinin uyumu, vb…

Lokantaya ulaşım kolaylığından, “hoşcakalın” cümlesinin güler yüzle söylenmesine kadar geçen tüm aşamalarda yaşananlar (yani müşteri tecrübesinin tamamı) ürün tanımının içinde artık.

Eğer yemek midesine dokunmamışsa, müşteri tecrübesi orada bitiyor. Ama eğer midesi bozulmuşsa, müşteri tecrübesi tuvalette de devam ediyor… (Ürün tanımının ne duruma geldiğini, siz düşünün…)

Artık ürün tanımınız bunların hepsini kaplıyor. Müşteri odaklılık yolunda ilerlerken, dikkate alın. Zaten rakipleriniz ve müşterileriniz dikkate alıyor.

NOT:

  • Friendfeed’deki tartışmalar1 mutlaka okunmalı

 

 

Kimin müşterisi

Kimin müşterisi olunduğu hem CRM’de, hem de CEM’de (müşteri tecrübesi yönetimi’nde) oldukça önemlidir.

Eşim halı yıkama makinesi almaya karar vermiş. www.hepsiburada.com’dan aramış. Bir tanesinde karar kılmış.1,2 Bir konferansta, beklediğinden daha kısa zamanda eline ulaşınca çok mutlu olduğunu anlattı. (Kendisi üniversitede “Prof.Dr.” ünvanlı öğretim üyesidir ve e-ticaret uzmanıdır. Siz de bir konferansta kendisine rastlamış olabilirsiniz.)

Dinleyicilerden biri halı yıkama makinesinin markasını sordu. Eşim hatırlayamadı. Makineyi kullanıyor, ama o markanın müşterisi değil, hepsiburada.com’un müşterisi.

Neden? Eşimin hafızasının zayıflığından değil. Müşteri, tecrübesini makine ile değil hepsiburada.com ile yaşadığı için. Eğer makine bozuk olsaydı, eşimin beklentilerine yanıt vermeseydi, markasını mutlaka hatırlardı.