Analiz – Uygulama – Test – Tekrar Analiz – Tekrar …

Bizim Kadınlarımız” yazısında, bankacılıkta ilk yaşam evresine yönelik pazarlama çalışmalarına değinmiş ve bir ürün geliştirme sürecinin başlandıç aşamasından bahsetmiştim.

Sonra nasıl oldu?” diye merak ediyorsanız, anlatayım.

.

Çocukları 6 – 11 yaş arasında olan küçük işletme sahipleri ve orta kademe yöneticilerinin, çocukların eğitimi konusunda endişeli olduğu ortaya çıktı. İyi bir eğitim pahalıydı ve çoğunlukla babaların para kazanmasına bağlıydı.

Babalar “Bana bir şey olursa, karım bir şekilde kendini kurtarır ama çocukların eğitimi sekteye uğrar” diyorlardı. Erkeklerle yapılan tüm odak grup çalışmalarında benzer sonuçlar alındı.

Bu öngörüler doğrultusunda “kötü bir şey olursa” çocukların eğitiminin kesintisiz sürmesine yönelik bir yatırım + sigorta ürünü tasarlandı. “Tasarlandı” dedim ama… Türkiye’de olmayan bir sigorta ürünün sıfırdan oluşturulmasının ne kadar zor olduğunu öğrendik. Reasürans kavramı ile tanıştık. Falan, filan…

Bu çalışmanın kolay ve ucuz olmayacağı belli oldu. Ürünü yapıp müşteriye sunduktan sonra başarısız olursa, bedelini ödeyemeyeceğimizi gördük. Tasarladığımız ürünü hayata geçirmeden önce gerçek alıcılarla test etmeye karar verdik.

Bankanın yüzbinlerce müşterisi arasından “bir çocuğu ilkokula giden” birkaç yüz kadın ve erkeğe  ürünü teklif ettik.

Erkeklerin %90‘a yakını ürünle ilgilendi. Kadınların ise, %10‘dan azı ürün hakkında bilgi almak istedi.

.

İlk bulgumuz çok önemliydi: Ürünün hedef kitlede başarılı olacağı belli oldu.

Diğer bulgulara da eğildik. Kadınların %90‘dan fazlası ilgi duymayınca, sonraki aşamada onlara tanıtım yapılmaması gerektiği bile konuşuldu. Bu noktada iyi bir analitik ekibimizin olması araştırmayı derinleştirmemizi sağladı.

EVET diyen kadınların ortak özellikleri araştırıldı. Hepsi bekar annelerdi. Çocuklarının sorumluluklarını üstlendikleri için bu ürüne (diğer annelerden daha fazla) ilgi duyuyorlardı.

HAYIR diyen erkekler de, ya çok yatırımı olan (muhtemelen “bana bir şey olsa da…” diye düşünen) veya boşanmış (muhtemelen “nafaka ödüyorum, gerisi benim sorunum değil” diye düşünen) babalar idi.

  • “muhtemelen…” diye başlayan ve parantez içinde yazdığım kısımlar, veriler değil anlamlandırma ve yorumlardır. Yanlış da olabilir.

Bu çalışma sayesinde sadece ilk sonuçlarla yetinmemeyi, EVET veya HAYIR diyenlerin ortak yönlerini araştırmayı, yeni mikro segmentler üretmeyi öğrendik.

7 Şubat 2018

Bizim kadınlarımız

Müge Çerman’ın Friendfeed’e yazdığı bir cümleyi okudum:1

Garanti’nin çocukların çizgileriyle sürdürdüğü kampanyada, annesinin büyük bir mutfakla dünyanın en mutlu kadınına dönüşeceğini düşünen çocuğu büyük hayal kırıklıkları bekliyor ileride…

Çok haklı; hem de pek çok…

2004 – 2005 yılları… “Yaşam evresine yönelik pazarlama” (life stages marketing) yapacağız. Öyle karından atmaca olmaz. Bilimsel çalışacağız. Uyguladık nitekim…

Önce hangi yaşam evresinde bankacılığa daha fazla gerek duyulduğu araştırıldı. Sonuç: Çocukların 6 – 11 yaş arasında olduğu aileler…

B sosyo-ekonomik statü’de  “odak grup” (focus group) çalışmaları yapıldı.

Babalar için 6, anneler için 4 grup izlendi.

Babalar çoğunlukla kendi işyeri olan küçük işletme sahipleri veya orta kademe yönetici idiler. Anneler ya “ev kadını”ya da kocasının işyerinde muhasebe, vb… işleri ile ilgilenmekteydiler. Sadece bir tane, boşanmış ve çocuğuna bakan anne vardı.

İhtiyaçlarını, hedeflerini, beklentilerini öğrenmek için şöyle soruldu: “Fazladan her ay 250 lira gelse, nereye harcardınız?” Bu tutar sonra 500, 1000, 2000, 5000 diye artırılıyordu.

Babalar, “çocukların eğitimi” diye başladılar. Ancak miktar çok yükselince kendi keyifleri için “av tüfeği, bir sandal, vb…” demeye başladılar.

Kadınlar ise, “güzellik, bakım, vb…” diye başladılar (çocuğuna bakan o bir tek anne dışında). Miktar çok artınca da “güzellik” devam etti. “Muzaffer’in enstitüsü, estetik ameliyat…” ortaya çıktı.

Sadece bir iki tane “çocuğum yabancı dil öğrensin diye yurt dışında bir kursa gönderirim” diyen oldu.  (O da, miktar iyice artınca…)

Bütün “anne” gruplarında aynı sonuçlar çıktı.

Odak grup çalışmalarını izleyen genç arkadaşlar şaşkına döndü… “Gidince annemin elini öpeceğim” diyenler mi ararsınız, yakında evleneceği için mosmor olanlar mı?

Demem o ki, varsaymayın; araştırın. Çok şey öğrenirsiniz.

10 Şubat 2010