Bir dahi ile tanışmak

11 Mart 2013 Pazartesi akşamı, John Cohn ile tanıştık. Ertesi gün, IBM Çözümler Zirvesi‘nde [1] konuşma yapacaktı. Bir gün önce IBM bizi davet etti. John Cohn’u 1 saat dinledik, 2 saat kadar da karşılıklı sohbet ettik.

John Cohn kim?” diye sorarsanız, gazetelerde “IBM’in mucitlerinden… [2] diye yer aldığını görürsünüz.

2013-03-11 19.32.16

 

“İki kartım var. Resmi olanı mı vereyim, komik olanı mı?” diye sordu. Yukarıdaki resimde ikisi birden görülüyor. John Cohn‘u siz yine Wikipedia’dan [3] okuyun. Sonra da blogundan [4] takip edin.

 

Toplantıya 10 civarında teknoloji blogger’ı çağırıldı biye biliyorum. Katılanlar: Fatih Güner, Sabri Küstür ve ben idik. (Ben teknoloji blogger’ı olarak değil, “big data“ya ilgi duyan CRM blogger’ı olarak katıldım.)

Bloggerler

Sabri Küstür bize yapılan sunumu Teknoblog‘da ayrıntılı olarak [5] yazmış. Burada tekrarlamayacağım.

Sohbetimizde, bizlerin blog yazmaya nasıl başladığımızı sordu. Benim bankacılıktaki yenilikleri başlatan düşünce yapımı sorguladı. Bir kısmını aşağıda paylaştığım çok keyifli bir sohbet oldu.

.

Beni asıl ilgilendiren kısmı şu: Pazarlama Teknolojisti [6] yazısında “Şanslı şirketlerde teknolojiden anlayan Pazarlama Üst Yöneticileri veya pazarlamadan anlayan Teknoloji Üst Yöneticileri vardır. Akıllı şirketlerde ikisini ayırt etmek zorlaşır” cümlelerine yer vermiştim.

John Cohn kendisinin “teknoloji düşkünü” (technology geek) olduğunu söyledi. Sohbetimizde, ne kadar müşteri odaklı olduğunu, müşteri deneyimine nasıl önem verdiğini, IT şirketlerinin bu yöne doğru hareket etmeleri konusundaki görüşlerini dinledim. Bizdeki IT’cilere ders vermeli.

.

Kendi görüşlerimi de ekleyerek sohbet ettiğimiz konuları sıralayacağım:

Teknoloji şirketleri çoğunlukla şirketlerin IT ekiplerine ulaşmaya ve satmaya çalışıyor. Oysa “big data” gibi vizyon geliştirici yatırımlar, ancak (başta Pazarlama olmak üzere) ticari birimlerin isteği ile hayata geçebilir.

Çözüm ortakları da donanım ve yazılım satmaya alışmış. Satış yapmayı (ana şirketin destekleri sayesinde) biliyor; ama müşterisinin ticari ufkunu genişleterek vizyon yaratmayı, böylece talep oluşturmayı bilmiyor.  

İşin ticari tarafındaki karar vericiler, IT’den bir şey istediklerinde sürekli “projenin neden olmayacağını” duymaktan bıkmış durumdalar. Bu ortamda IT bize “big data” ile ilgili bir teklif getirse, “Önce söylediklerimizi yap, sonra yenisini isteriz” diyeceğiz.

Eskiden ticari birimlerin bile (az da olsa) kodlama öğrenmesini gerektiren “nakit akış tablosu”, “lasnman bütçesi”, “proje gelir-gideri”, “yatırımın geri ödeme süresi” gibi çalışmalar artık parmak uçlarına indirilmiş durumdalar.

Böyle bir ortamda teknoloji şirketlerinin (burada sadece IBM’i hedef almayalım, Oracle, SAP, Teradata, ve saire de farklı değil) çoğunlukla IT’yi hedef alan  konferanslar düzenlemesi, bilişim dönemi bakış açısına ne kadar uygun.

Teknoloji şirketlerinin bir görevi de müşterilerin vizyonunu genişletmek olmalı. 

.

Bu konuların hemen hepsinde mutabık kaldık.

Teknolojiden anlayan arkadaşlarla birlikte, benim de John Cohn ile özel seans’a davet edilmemi, IBM’in pazarlama tarafına olumlu yaklaşımı diye niteliyorum.

John Cohn özel etkinliğine beni çağırdığı için IBM’e teşekkür ediyorum.

.

Türkiye’de sigortacılık seviyesi

Sigorta açısından “bilinçli” diye tanımlanan bir müşteriyim. Hemen her varlığım sigortalanmıştır. Zorunlu olmayan sigortaları bile yaptırırım. Kayak tatili gibi olası riskleri de sigortalamak isterim.

Son 16 yılda 8 – 10 kere kayak tatili için yurt dışına çıktık. Hemen hepsinde sigortalıydık.

Bir seferinde düşme sonrasında lif zedelenmesi oldu. Hastaneye kaldırıldı. Alçı yapıldı. Sigorta kapsamındaydı. Tek bir kuruş veya sent ödemeden hastaneden çıktık.

Kayak tatili için yurt dışına çıkacaktık. Kayak kazalarını da kapsayan bir sigorta yaptırmak istedim. Müşterisi olduğum banka şubesine şu mesajı gönderdim.

 

 

.

 

Şöyle bir yanıt geldi.


.

.

.

Defalarca “amatör kayak dahil” seyahat sigortası yaptırmış olduğum için bu mesaja olumsuz yanıt verdim. Twitter’a yazdım

 

 

 

Bir başka sigorta şirketinin IT ekibiyle CRM sohbetleri yapmıştık. Onlara mesaj gönderip talepte bulundum.

“Kapsamı ekteki linktedir” diyerek bir bağlantı gönderildi. Araştırdım. Kapsam dışı kısmında şöyle bir madde vardı:

Aşağıdaki sporların yapılması: hangi türden olursa olsun her türlü yarış, ralli veya benzeri denemeler, olta balıkçılığı dışında av faaliyetleri, tüplü ve serbest derin dalışlar, umumi yolcu taşımacılığı yapmak amacıyla tasarlanmamış deniz araçlarıyla uluslararası sularda dolaşma, binicilik, dağcılık, atış talimleri, boks, ne türden olursa olsun güreş sporları, dövüşme sanatları, paraşütçülük, sıcak hava balonculuğu, serbest düşme, yamaç paraşütü ve genel olarak tehlikeli olduğu bilinen her türlü spor veya eğlence faaliyeti,

Kayak açıkça yazmıyordu. Kapsam dışı maddelerinin sonunda “Ancak, bu maddenin b, j, m, n, o, p ve s fıkralarında sayılan durumların özel şartlar ile teminat altına alınması mümkündür.” cümlesini gördüm. Zaten söz konusu riskin parasını ödemeye hazır olduğumu belirtmiştim. Bu cümledeki özel şartları öğrenmek istedim.

Şu ana kadar olan yazışmalar sigortacılara karşı güven kaybettirdiği için “amatör kayakçılık dahil mi?” diye tekrar sordum.

Yanıt şu şekildeydi:


 

 

,

Anlaşılan Türkiye’de kayak tatili için sigorta yaptıramıyorduk. Oysa yurt dışında, amatör kayakçılık kazalarını kapsayan sigortayı kayak okullarından alabiliyorsunuz. Bölgesine ve sizin kayma eğiliminize bağlı olarak günlüğüne 3 – 5 Euro’dan 8- 10 Euro’ya kadar çıkıyor.

Twitter’a görüşlerimi yazdım.

 

 

 

 

 

Hemen arkasından Sigorta Şikayet ‏ isimli kullanıcıdan Twitter mesajı geldi.

.

.

 

DM (doğrudan mesaj) ile e-posta adresimi gönderdim.

Bu dakikaya kadar işi sigorta şirketleriyle yürütmeye çalışmış, eş-dost-arkadaş ilişkilerine başvurmamıştık. Sigorta sektöründe üst düzey yöneticilik yapmış bir arkadaşımla Facebook’dan yazıştık.

 

 

 

 

 

 

 

.

 

Sonuçta yine bir tanıdık vasıtasıyla istediğimiz sigortayı yaptırdık.

Daha sonra Sigorta Şikayet’in yanıtı geldi:

Uğur Bey,

Ülkemizde kayak sigortaları seyahat sigortaları dahilinde teminat verilmemekle birlikte özel sağlık sigortalarında limitlendirilmiştir. Pek çok sigorta şirketi yıllık 4.000TL’ye kadar bu teminatı standart poliçelerinde vermektedirler.

Çözüm Önerileri:

  1. Mevcut özel sağlık sigortanız varsa sigorta şirketinizden verdikleri teminat tutarını öğrenmeniz yeterli olur.
  2. Kayak Sigortasını web üzerinden yurtdışından Türkiye’yi de kapsayacak şekilde alabilirsiniz. Buradaki sıkıntı herhangi bir tazminat talebinizin olması durumunda tedavi olduğunuz kurum doğrudan ödeme networkunde değilse tazminat talebiniz ve almanız zorlaşır.
  3. Özel sağlık sigortanız yoksa piyasa fiyatları 110TL ile 400TL arasında değişen 1 yıllık Acil Sağlık sigortası alabilirsiniz. Kayakta yaralanmalar acil duruma girdiği için, özel sağlık sigortasında olduğu gibi şirkete göre değişmekle birlikte 4.000TL’ye kadar karşılar.

Bilgilerinize sunar, iyi günler dileriz.

Sigorta Şikayet

İkinci maddeye dikkatinizi çekmek isterim. “Kayak Sigortasını web üzerinden yurtdışından Türkiye’yi de kapsayacak şekilde alabilirsiniz” diyor. İşte bu cümle, Türkiye’de sigorta sektöründe ürün geliştirme becerisinin ne kadar zayıf olduğunun delili.

25+ sene (riskler de dahil) finansman dalında ürün geliştirme yapmış ve 15 senedir CRM ile uğraşan biri olarak Türkiye’de sigortacılık hakkında hiç de olumlu düşüncelerim yok. Yukarıda verdiğim mesajlar gösteriyor ki, onların iyileşme gibi bir dertleri de yok.

 28 Mart 2013

 

Özel Günler

Gerçek adı Nar Yeşil olmayan arkadaşımı [1] tanıdınız. Kendisine gelen CRM’sizlik mesajlarını benimle paylaşıyor.

Bu seferki Dünya Kadınlar Günü konusunda…

Yukarıdakinin birkaç katı mesaj gelmiş. “8 Mart’ım bu mesajları silmekle geçti” dedi.

 

Defalarca söyledim ve yazdım.

– Eğer anlamlı [2] mesaj göndermeyecekseniz, susun. Mesaj göndermeyin.

– Eğer üzerine ismini yazdığınız ve kadın olduğunu bildiğiniz için kişisel mesaj gönderdiğinizi sanıyorsanız [3] , çok yanılıyorsunuz. Özel ve anlamlı olmayan mesaj artık kişiselleştirilmiş sayılmıyor. Hemen düzeltin.

– Eğer “O marka benim Kadınlar Günümü, Doğum Günümü, Anneler Günümü kutlamadı diye küstüm” diyeceğini sanıyorsanız, yanılıyorsunuz. Hiç kimse o kadar yalnız ve umutsuz değil. Aksine, anlamsız mesajlarınız onu sinirlendiriyor. Küstürmeyin.

– Eğer siz bunları söylemişseniz, ama patronunuz “Siz gönderin bu mesajları” diye tutturmuşsa… onu bana gönderin [4] .

15 Mart 2013

Yol Planı Hazırlığı (Sıfırıncı Aşama)

Şirketiniz CRM çalışması yapmaya karar verdi. Proje üst yönetimce destekleniyor. Proje grubunu da oluşturmaya başladınız. Şimdi sıra CRM YOL PLANI’nı hazırlamakta…

CRM çalışmasının en önemli aşaması YOL PLANI hazırlığıdır. Bu döneme sıfırıncı aşama [1] deriz.

Hızlı tren faciasının, açık kalan rogar kapaklarına düşüp ölen çocukların, yeni dökülmüş mıcır yollarda freni tutmayan arabaların, ve bunlar gibi ülkemizde meydana gelen kaza haberlerinin bir çoğunun nedeni, iyi bir ön hazırlığın ve yol planının olmamasındandır. Eğer CRM projemizin yoldan çıkıp devrilmemesini, çukura düşmemesini, bir kazaya uğramamasını istiyorsak, yol planına özen göstermeliyiz.

CRM projelerinde yol planı iyi yapılmadığında, sadece 100 metre geri gidilip yeniden başlanamıyor. Arada hem zaman, hem de yüzbinlerce lira kaybediliyor.

 

Her sektörde veya her şirkette veya her projede olduğu gibi, CRM’de de yol planı

  • Gelecekte ne olmak istiyoruz?,
  • Şimdi ne durumdayız?
  • Fark ne?

incelemesinin sonucudur.

Yol planı çalışmasında CRM kavramlarının her biri hayal veya geyik muhabbeti [2] konusu olmaktan çıkartılıp, somutlaştırılır.

Eğer resimdeki gibi kanal entegrasyonu denilmişse, nasıl bir kanal entegrasyonu istendiği soru – yanıt ile ayrıntılı öğrenilir.

Soru: Nasıl bir kanal entegrasyonu istiyorsunuz?

Yanıt: Müşteriye yapılan her hangi bir teklif tüm kanallar tarafından izlenebilmeli. Teklifin geçerlik süresi boyunca, müşterinin istediği anda kullanabilmesini sağlamalıyız.

S: Bir örnekle anlatır mısınız?

Y: Kendisine robot aramayla limit artışı teklif edilen müşteri yanlışlıkla HAYIR demişse, daha sonra şubeyi veya çağrı merkezini aradığında teklif edilen limiti alabilsin.  (Daha ayrıntılı örnek [3] de var.)

S: Bunun için ne yapılmalı?

Y: Teklif edilen limit, diğer temas noktalarında görülebilmeli? Şube ve çağrı merkezi ekranlarında yer almalı. Müşterinin talebi olduğunda, ilk temas noktasındaki banka çalışanı belirlenmiş limite kadar arttırma yapabilmeli. Ayrıca müşteri internet’e girip de limitini artırmak isterse, kendisine yapılan teklifi görüp onaylayabilmeli.

S: Teklif ne zamana kadar geçerlidir?

Y: Eğer kredili ürünlerin ödemesi düzgün ise, teklifin geçerlik süresi devam etmeli. Ödeme aksaklığı olduğu takdirde, teklif ortadan kalkmalı; normal limit artırma süreci uygulanmalı.

Dikkat edilirse, her bir beklenti ayrıntılı şekilde ele alındığında, hem veri ihtiyaçları (müşteriye yapılan teklifin ne olduğu, geçerlik süresi, geçerliği sağlayan ödeme davranışı, vs.), hem de süreç ihtiyaçları (hangi ekranlarda yer alacak, kendisi veya şube teklif onayını nasıl girecek, nasıl onaylayacak, vs.) belirlenir.

Bu şekilde her kavram için somut örneklerle ilerlenir. Bu blogda yer alan çok sayıda kanal entegrasyonu sorunu [4] , [5] , [6] için, benzer şekilde çözüm yolları tasarlanır. Böylece, gelecekte olması istenen kanal entegrasyonu için, yapılacak herşey saptanmış olur.

Bu yöntemle somutlaştırmanın bir yararı da, farklı beklentiler olmasını engellemek ve uygulanabilir olanı hedeflemektir.

Sonra, aynı yöntemle tüm diğer CRM ihtiyaçları (kârlılık sistemi, dinamik kampanya yapısı, davranışsal fiyatlama, performans ölçümü, yaşam boyu değeri artırma, ve saire…) gerçek örneklerle şekillendirilir. Her biri için gerekli veriler ve süreçlerde yapılacak düzeltmeler belirlenir.

Yandaki İlgili Yazılar kısmında, başka örnekleri bulabilirsiniz.

Çalışmanın sonunda elinizde ayrıntılı bir “yapılacak işler listesi” olur. Artık tüm yapmanız gereken, onu yol planı şekline getirmektir.

Yaşam Boyu Değer hesaplaması

Dönem sonu yaklaşıyor. Bitirme tezleri [1] hazırlanıyor. Muhtemelen bu nedenle, son günlerde yaşam boyu değer hesaplaması üzerine çok sayıda mesaj aldım. Anladığım kadarıyla CRM’le ilgilenen mühendisler, CRM’in hesaplanabilir kısmına yakınlık duyuyorlar. Bu nedenle “yaşam boyu değer” için bir formül arayışı içindeler.

  • Önceden hazırlanmış bir excel veya macro program
  • Internet’ten indirebilecekleri bir uygulama
  • Kitaptan alıp şirketlerine uygulayacakları bir formül

arayışındalar.

Bana soran arkadaşların mesajlarından blogun Yaşam Boyu Değer bölümünü [2] bile okumadıkları yargısına vardım. Eğer okusalardı, yaşam boyu değerin sektöre, şirkete ve segmente göre değişiklik gösterdiğini, bir formül ile hesaplamadan önce yapılacak bir dizi iş olduğunu bilirlerdi.

Okuyanlar zaten biliyordur ama… Okumaya üşenen veya “bunca yazıyı kafama sokacağıma…” diyen arkadaşlar [3] için aşağıda yaşam boyu değeri hesaplama yöntemini özetliyorum.

İsterseniz, gerekçeleri ve açıklamaları geçip sadece madde başlıklarına odaklanabilirsiniz.

  • İşe segmentasyon [4] ile başlanmalıdır.

Her segmentin yaşam boyu değeri aynı olamaz. Müşterinin yaşına, cinsiyetine, cirosunun büyüklüğüne, sektörüne, aldığı ihalelere, ve birçok başka şeye göre değişebilir. Bu durumda, doğru segmentasyon kriterlerinin saptanacağını varsaymalıyız.

  • Hangi segmentler hedef seçilmişse, onlar için “ürün kullanım patikası[5] çıkarılmalıdır.

Her segment aynı ürün veya hizmetlerimizi kullanmayacaktır. Mevcut müşterinin tercihleri diğer müşterilerin seçenekleri konusunda bize yol gösterir.

  • Patikadaki ürünlerin kullanılması durumunda olası kârlılık hesaplanmalıdır.

Amacımız sadece yaşam boyu değeri hesaplayıp patronlara raporlamak değil, hangi fırsatları kullanarak verimliliği artıracağımızı bilmek de olmalıdır

  • Her bir müşterinin bu patikadaki mevcut yeri [6] saptanmalıdır.

Aynı segment içinde de olsalar, çoğunluk farklı ürünleri kullanır. Bu nedenle önce müşterilerin hangi ürünlerimizi kullandıklarını saptamalıyız.

  • Her bir müşterinin ilişkisini sürdürdüğü takdirde ne kadar para kazandıracağı bulunmalıdır.

Müşterinin ürün patikasındaki yeri ve sonraki ürünler analiz edilerek karlılığı en çok artıracak teklif dizisi oluşturulur.

  • Uygun teklif yapılır.

Müşterilerin mevcut ürünlerini analiz ederek hangi ürünü ne zaman teklif edeceğimizi belirleriz. Teklifimize yanıtını da değerlendirir ve ürün patikasına bir veri olarak aktarırız. 

Ancak yukarıda yazılanlar yapıldığında

  • Yaşam boyu değer modeli çıkartılır.
  • Her müşteri için yaşam boyu değer hesaplanabilir.
  • Hangi ürün veya hizmet satıldığında yaşam boyu değerin artacağı [5] tahmin edilebilir.
  • Lufthansa’nın yaptığı [7] şirkete uyarlanabilir.
  • Müşteri terk etmek istediği takdirde ne teklif edileceği [8] de, bu hesabın sonucuna göre saptanır.

 

Özetle, “Bir formül gelsin biz de sayıları yerleştirip yaşam boyu değeri hesaplayıverelim” olmuyor.

12 Mart 2013

Resim şuradan alıntıdır.