“Pazarlamanın ikiz kardeşi: Teknoloji” isimli yazı hakkında birçok yorum aldım.1
IT’ci dostlarımdan birinin gönderdiği mesaj üzerine de bu yazıyı yazdım. “IT ile en iyi çalışan ticari kişi” olmayı sağlayan noktaları vurgulayacağım. İğneyi IT’ye batırdık. Şimdi sıra çuvaldızda…
IT’ye gelmeden önce, kendimize bakmalıyız. İşimizi iyi biliyor muyuz. Öncelikle şunu anlamalıyız. İyi bilmek, yaptığımız işin öncüllerini de sonuçlarını da iyi bilmek anlamına gelir. Usta marangoz, tahtanın cinsinden de anlar, boyanın nasıl vurulacağını da bilir, hangi tezgahın hangi koşulda nasıl çalıştığını da…
İş hayatımın başlarında bir proje sekreteri (Sayın Bilge Doruk [2]) vardı. Daktilo (şimdi tarihe karıştı) firmasının bakım ekipleri, bazı konularda ondan fikir alırlardı. (Yani kullandığı araca, aracı üreten fimanın bakım ekibinden daha fazla hakimdi). İzinden döndüğümüz zaman “Koridorda karşılaşmış olsanız da Proje Yöneticisi’ni ziyaret etmeniz ve resmen “izinden döndüm, işimin başındayım” diye bilgi vermeniz gerekir. Siz yokken proje müdürünün annesi kaza geçirdi. İçeri girince “geçmiş olsun” demeyi unutmayın” diye öğüt verirdi. (Yani, arada bizi de eğitirdi. Çömez yıllarımızda buraya sığmayacak kadar çok konuda, ondan eğitim aldık).
İşini iyi bilmek dendiği zaman, bu örneği hatırlamalıyız. Gelelim IT ile birlikte yaşamak için yapılması gerekenlere.
Projeniz her neyse, başlarken mevcut durumun ne olduğunu ve sizin nereye varmak istediğinizi dokümante ederek IT’ye iletirsiniz. Bir toplantıda bunları anlatmayı talep edersiniz. (Bu toplantı sırasında, zaten varmak istediğiniz noktanın alt-yapıda olduğunu, fazla bir çaba gerektirmeden oraya ulaşabileceğinizi bile öğrenebilirsiniz. Sizden öncekiler, ellerindeki ile yetinmişler ve bununla ilgilenmemişlerdir. Ekibiniz size eksik bilgi vermiştir, vb…)
Bu toplantıda, sizin de feedback’lere açık olmanız gerekir. Bir IT’ci dostum “Çok hoşuma giden tezatlardan biri de empati kurulmasını hep karşımızdakinden beklememizdir. Onun da bizden empati beklemek hakkı olduğu nedense aklımıza gelmez.” diye konuyu özetledi. Biz de IT’den gelen önerilere açık olmalıyız. (IT’cinin iyisi / kötüsü bu aşamada oraya çıkar. “Sen beni bu işlerle uğraştırma. Ne istiyorsan en küçük detayına kadar yazıp ver. Ben sana bitmiş halini veririm” diyorsa, taş kesilmeye hazır olun)
Bu toplantı projenin en önemli aşamasıdır. Yazılı ilk dokümanda anlaşılmayan noktalar aydınlatılır. Yol planı kabaca belirlenir. Projenin maliyeti üş aşağı, beş yukarı ortaya çıkar.
“Ufuk turu” adını verdiğim toplantıda, taraflar ana çizgiyi kaybetmeden hedefe en kısa zamanda ve en ucuz şekilde nasıl ulaşacaklarını tartışırlar. (Bu aşamada, IT’ci size “İstediğin şu ve bu unsurlar, altyapıda kısmen var. Kullanabilir miyiz diye bakacağım” derse şahane…)
Toplantı sonrasında, iş isteğinin ilk temel biçimi hazırlanır. Toplantıda edinilen bilgiler de bu raporda yer alır. Artık proje süresince “omurga” bu isteği belgesidir. Sonra her aşamada, işin içinde olmanız gerekir.
YapılMAması gereken hareketler de şunlardır:
- Ne istediğini doğru anlatmak için özen göstermeyip, zaman ayırmayıp sonra da sonuçtan şikayetçi olmak. (Bizi taş eden cine kızmadan önce, cümleyi daha doğru kurmayı öğrenmek gerekir)
- Düzgün anlatmadığımız için yanlış yapılan konuda karşı tarafı suçlamak,
- Kurumun kazanç elde etmesini sağlayan iş birimlerinde yer alıyorsak “Senin maaşın benim sayemde ödeniyor, unutma ha.” havası atmak.
- “Benim seninle kaybedecek vaktim yok. Çok işim var. Sen git şu işi yap” tavrına girmek (IT’cinin yaptığı sizin işiniz ise, taş olmaya hazırlanın)
- Analiz toplantılarını ciddiye almamak, çömezleri göndermek (Bu sayede, sadece IT’yi değil çömezlerinizi de suçlayabilirsiniz.)
- “Biz ne istediğimizi anlattık, IT anlamamış/yanlış anlamış”, “Herşey biz mi söyleceğiz /öğreteceğiz?”, “Paket alsaydık böyle olmazdı.” demek. (Entegrasyonun ne olduğunu bilmeyen ticari birimler, bu sözü çok söyler. Siz aynı dolduruşa gelmeyin)
“Pazarlamanın ikiz kardeşi: Teknoloji” yazısını okuyan IT’ci dostumun mesajı ile bitirmek istiyorum: “Birlikte başarıyla sonlanan projeler yapmış olduğumuz, istediğini anlatmak, dahası dokümante etmek için göstermiş olduğun özen için teşekkürler.”