Dernek kartı

Dernek kartı

Türkiye’de marka kartlarının yoğun olduğu bir dönem yaşandı. Sadece İstanbul’da 200 kadar markanın kendi kartı vardı.

Bankalar da bu kurumların listelerine el attılar. Birçok eş-markalı (co-branded) kart çıktı.

Bu dalga, her topluluk, dernek, oda, birlik, vb’yi de etkiledi. Hepsi, kredi kartları ile aynı şekilde olan “üyelik kartlarını” çıkarmak istedi. Yine bankalar devreye girdi. “Aidiyet” (affinity) kartları çıkardılar.

Hemen hepsi başarısız oldu. Bankalar başarıyı zaten umursamıyorlardı. Üyelerin listesi bir kere bankaya geçtikten sonra, bankacılık ürünleri satmak için yeterliydi. Yani kart bir yem konumundaydı.

 

Üyesi olduğum mezunlar dernekleri de böyle kartlar çıkarmak istedi.  Asıl amaç, sadece bir kart çıkarmak değil, bu kart sayesinde derneğe para kazandırmak olmalıydı.  Derneklerden birine başarılı bir kart programının nasıl olması gerektiğini anlatmak için gittim.

Konuyla ilgilenen bir ağabey ile konuştum. Ona başarılı bir kart projesi için yapılması gereken zorunlu hareketleri aktardım. Derneğin bu işi nasıl yönetmesi gerektiğinden bahsettim.

Ağabey dinledi, bazı notlar aldı. Sonra beni az önce gelip hemen arkadaki masaya oturmuş olan başkan ile tanıştırmak istedi.

Başkan masada, biz ayakta… Şöyle bir konuşma geçti:

Ağabey – Başkan, seni Uğur ile tanıştırayım. Bu kart meselesini  konuşuyorduk.
Başkan – (Bu sırada bir dizini masaya dayamış, hafif arkaya kaykılmış vaziyette, eli biraz yukarıda… Parmakları da garsona “gel buraya” der gibi hareket ederek) Yüzde kaç veriyorsunuz?
Ben – Ben F ağabeye derneğin neler yapabileceğini anlattım.
Başkan – (Eli ile sinek kovar gibi hareketler yaparak) Bırak bunları ya… Yüzde kaç komisyon ödüyorsunuz, sen onu söyle…
Ben – Önce projeyi nasıl yapacağımnızı konuşsak…
Başkan – (Sabrı taşmış bir ifade ile) Bırak bu numaraları…
Ben – (F ağabeye dönerek) Abi, durumu görüyorsun. Bana müsaade…

 

Uzmanlığa saygı göstermek, kurumunuza yararlı olmaya çalışanları dinlemek basiretli yönetimin önde gelen kurallarından biridir.

Siz yönetici olduğunuzda, yukarıdakinin benzerini yapmayın.