Banka’da Yaşam Boyu Değer

Banka’da Yaşam Boyu Değer

1995 yılı… Leasing firmasında çalıştığım günler… Genel Müdür ile “D” ilinde bir müşterimizi ziyarete gittik. Müşteri ziyaretini fırsat bildik. Hazır gitmişken önemli iş adamlarını da görüp pazarlama yapmaya çalıştık.

Otelde bir bankanın üst yönetimi ile karşılaştık. Selamlaştık. Onlar da pazarlama yapmaya gelmişlerdi.

İlin en önemli iş adamlarından birini ziyaretimizde, Bankacıları da gördüğümüzü söyledik. Şunları anlattı:

“Geçen yıl (1994 krizi sırasında) tüm kredilerimizi kapatmamızı istediler. İhracat bedellerine de el koydular… Topladım bütün üst yöneticileri. O bankanın kredilerini 15 gün içinde kapatacaksınız, dedim. Pahalıya mal oldu. Ama onlardaki kredileri sıfırladık.”

“Bu sabah buraya geldiler. Önce yarım saat beklettim. Sonra içeri çağırdım. Şunları söyledim:

Geçen yıl bizi zor duruma soktunuz. Şimdi ne yüzle bize geliyorsunuz. Siz bana güvenmiyormuşsunuz. Ben size neden güveneyim. Siz don giymeden önce ben pantolon biçiyordum. (Bu sözü ilk defa o zaman duymuştum) Birkaç yıl çalışırsınız. Batmadığınızı görürüm. Sonra sizinle çalışıp çalışmayacağıma karar veririm. Şimdi lütfen gidiniz.

Onları daha koltuğa oturmadan gönderdim. Kokteyl davetiyesini de sekretere verdim. Kızım, kocanla birlikte katılırsın. Bedavaya yer içersin, dedim.”

Aynı akşam otelde bankanın kokteyli vardı. Gerçekten de kokteylde hemen hiçbir iş adamı yoktu. Sekreterler veya muhasebeciler eşleri ile katılmışlardı.

O banka, D ilinde yıllarca iyi müşteri bulamadı. Defalarca şube müdürleri değişti…

Aklıma nereden mi geldi? Yine kriz konuşuluyordu. Yine kredilerin geri çağırıldığını duyuyordum. Bugünü kurtarayım derken, yarını harcamamalıyız.