Sadakat nedenleri

Friendfeed’e “Milletin “Love mark“ı var. Benim “hate mark“ım Turkcell” diye yazdım.1

Birçok yorum geldi. Bunlardan biri Sunipeyk’den: ““hate mark” olmaz. Almazsın senin için biter gider ” diye yazdı.

Şöyle yanıtladım: “Birlikte yaşama zorunluğu nedeniyle “hate mark”, farkını bize kanırttığı için “hate mark”… Bırakabilsem… Ayrılamadığım için ilişkiyi nefret ile sürdürüyorum.”

Alper Kılıç, demek istediğimi açıklamış “zaten firmalardan en başta beklenen kaliteli bir hizmet almaktır, bir lovemark haline geldiklerinde de bizi çok şaşırtmazlar, ama hatemark haline gelmişse bizler için bu sıradışı bir durum olmuştur ve diğer insanlara aktarmaya değerdir. Aktarmak ya da uyarmak gerekir ya da firmadan bizi yanılttıkları için öc alma çabasıdır ”

Bu vesileyle aklıma sadakat konusu geldi.

“Bizim şu kadar müşterimiz var” diyenlere geçmişte, “Onlar sizin müşteriniz değil” dediğimi yazmıştım.2 Şimdi de sadakat konusuna bir göz atalım.

“Neden müşterimiz olmaya devam ediyorlar?” sorusunu firmalar kendilerine sormalı.

Teşvikler: sadakat kartları, bonuslar, mil puanları, ödüllendirme sistemi olduğu için bırakamıyorum.

İlgisizlik: 15 sene önce Turkcell ile başladı. Tüm ailenin hatları Turkcell. Diğerlerinin daha ucuz olduğunu söylüyorlar. Bir gün ilgileneceğim.

Tembellik: Değişiklikleri karşılayacak gücüm yok. Kendimi yeniden anlatmak zorunda olmak istemiyorum.

Moda:  Genel eğilimler şimdilerde iPhone kullanmayanlara “çağa uyum sağlayamadı” gözüyle bakılmasını sağlıyor.

Fiyat: Daha ucuzu yok. Bu da idare ediyor. Bu fiyata daha ne bekliyorsun ki… Geçinip gidiyoruz işte…

Tekel: O şehire tek bir otobüs firması uğruyor. O ülkede sadece bir tane ulusal hava yolu var. Onlar da yolcuları sadık müşteri sanıyor.

Marka: Rakipleri var. Ama ben, onlara güveniyorum.

Firmalar, kullanıcıları müşteri sanıyor. Siz de hangi markayı neden kullandığınızı düşünün. Yukarıdakilerden hangisi?