
Doğuştan satış uzmanı olan bir elemanım vardı. Performansı herkesten çok daha yüksek idi.
Her elemanın günde 6 – 8 arası sözleşme yapması gerekiyordu. Diğerleri hedefleri zor tuttururken, bizimki günde 10’un üzerinde bir ortalama tutturuyordu. Üstelik diğerleri tüm gün taban teperken, günde 4 saat çalışıyor gibiydi.
Bankada (hatta Türkiye’de) kredi kartı faaliyeti henüz büyümeye başlamış. Ekibimiz üye işyeri anlaşmaları yapıyor. İşyerlerinin kredi kartı kabul etmesi için…
Ekip elemanları alışverişin yoğun olduğu yerleri geziyor ve işyerleri ile sözleşme yapıyor. Bazen kapıdan kovuluyor, bazen hoş ağırlanıyorlar.
Bizimki ise şubeleri arıyor. Bankanın bir şubesinde müdür yardımcısı olan ağabeyinin adını da kullanıyor.
Şube müdürü civardaki işyerlerini şubeye topluyor. Eleman şubeye gidip bir defada 20 küsür işyerine durumu anlatıyor, tüm sorulara yanıt veriyor. Sonra sözleşmeleri imzalatıp ofise dönüyor. Şubenin de işyeri ile ilişkisi sağlamlaşıyor. Herkes memnun…
Ertesi gün, bir diğer şube müdürünü ikna etmeye çalışıyor.
Hep hedeflerin üzerinde bir performans…
İlişkilerini başarılı kullanmak denildiğinde, bu arkadaşı hatırlarım.