
Makale Özeti
İş çözümleri sadece yazılımlar değil, bilginin doğru yerde ve zamanda kullanılmasıyla becerilir. Yazılım şirketlerinin "bunu satın alınca her şey kolaylaşacak" sözleri doğruyu yansıtmaz.- 1 - Pazarlama'nın ikiz kardeşi: Teknoloji
- 2 - Operasyon ile Karar Verme'nin ayrılması
İlgili Bağlantılar
TurkishTime Dergisinin Ekim 2012 sayısında İş Çözümleri konusuna değinildi. Aşağıda derginin 154’üncü sayfasında yayınlanan röportajın tamamını bulacaksınız.
Son zamanlarda iş çözümlerinde “mobil uygulamalar” gündemde. Hemen tüm şirketler mobil ile ilgili yenilikleri yakından takip edip yeni projeler geliştirme peşinde. Ama İş Çözümleri perspektivinden bakarsak neyin mobil olması gerektiği konusunda önümüzde büyük bir soru işareti var.
CRM Danışmanı ve Bilgi Üniversitesi Öğretim Üyesi Uğur Özmen ile “İş Çözümleri” üzerine yaptığımız söyleşide, son yenilikleri ve geleceğin trendlerini konuştuk. Farklı ve çözümcü yaklaşımıyla Özmen, geleceğin belirleyicisi olarak sadece yazılımı değil “bilginin nasıl kullanıldığı” gerçeğini önemsiyor. Akademisyen karakteri ile de işin “moda” kısmına itiraz ediyor.
İş çözümleri alanındaki son yeniliklerin kullanımı hakkında neler düşünüyorsunuz?
Yoğun trafikte (makam aracında veya kamu taşıma vasıtalarında) zaman geçirmek için “angry bird” oynamak, blogları veya mesleki yazıları okumak için mobil uygulama gerekiyor. İtirazım yok, aksine destekliyorum.
Bir de işin moda tarafı var. Az sayıda özelliğini kullandığın iPhone, iPad, android cihazlardan alıp, “şirketi uzaktan yönetmek” sevdasında olan üst yöneticiler duyuyorum. İşin ilginç yanı, onlara “tuz alıp koşan” IT yöneticileri de var. Konferanslarda şirketin önemli raporlarını nasıl mobil’e aktardıklarını anlatıyorlar.
Soruyorum onlara: (Meşhur Temel fıkrasındaki gibi) “Sizce mobil şart mıdır?” Önce “çağa uyum, herkes mobil” gibi yanıtlar verseler de, kısa süre sonra şunu kabul ediyorlar. Mobil diye direnen üst yöneticiler sadece bazı (az sayıda) sonuçlara mobil cihazlardan bakıyorlar.
Üç-beş ay sonra, birkaç rapor dışında mobil cihazlardan yararlanılmıyor.
Peki, iş çözümlerinden daha çok faydalanmak için ne yapılabilir?
İş çözümlerinden yararlanamayacak bir sektör aklıma gelmiyor. En çok yararlananlar kimler diye sorulunca: Üst kademelerinde ve IT bölümlerinde “bilgi yönetimi” kavramı en gelişmiş olanlar diye yanıtlayabilirim.
Bilgi ihtiyaçlarını iyi inceleyen, analizini kullanıcılarla tartışan, uygulandığı takdirde ne gibi kazançlar elde edileceği konusunda gerekli desteği tüm departmanlardan alan kurumlar daha çok faydalanıyor.
Birileri, belki çağın gerisinde oldukları için, belki teknolojiden hoşlanmadıkları için, “biz şirkete geldiğimizde buraları hep dutluktu” diye düşündükleri için, vs. bilgi yönetimine katkı sağlamıyorlar. Bazen üst yönetim, onları kırmamak için olayı bekletiyor: “yararlı sonuçları onlar da görecek, şimdilik diğer bölümlerde ilerleyelim” diyor. Bazen de projelerin onlara göre düzenlenmesini istiyor. Böyle olursa, iş çözümlerinden yeterince yararlanılmıyor.
Bizzat üst yönetimin sözle değil fiilen desteklemediği projeler başarısız oluyor. En azından zaman maliyeti çok artıyor. Olumlu sonuçlar gecikiyor.
Bu çözümleri yeni uygulamaya niyetlenen şirketlere ne önerirsiniz?
İş birimleri, kendilerine sunum yapan iş çözümü şirketlerinin sözlerine kanmaya eğilimli oluyor. Bundan ötürü sadece iş birimlerini suçlamak da doğru değil. Asıl suçlu olanlar, yıllardır iş birimlerinin talep ettiklerini karşılamayan IT ekipleri. Bu IT ekipleri “sizin için en iyisini biz biliriz” sevdasından vazgeçip, iş çözümlerinde pazarlama ve satış gibi birimlerle birlikte çalışmadıkları için, iş çözümü yazılımcılarının güzel sözlerine kanıveriyorlar.
İş birimleri yeterince tecrübeli olmadıklarından (bir de “rekabet duymasın” diyerek) gerekli araştırmaları yapamıyorlar. IT’ye danışamıyorlar, zaten (yukarıdaki nedenlerden) IT’siz bir şeyler yapmaya çalışıyorlar.
O iş kolunda ne kadar verimli olup olmadığı, satın alınan yazılımı hayata geçirirken farkediliyor. Parası çoktan ödenmiş olduğu için, vaz geçilemiyor da… Doğru olmayan çözüm, şirketlerin eline (hatta cüzdanına) yapışıyor.
İş çözümlerinin ne karar yaralı olabileceğini anlayan şirketlere önerilerim şunlar:
- Önce IT ekibinin ego’sunu bırakmasını [1] sağlayın. IT var olmadan önce de pazarlama, satış, üretim ve finans departmanları vardı. Görevi kolaylaştırmak olanların [2] yön verir konumuna gelmesini engelleyin.
- Pazarlama, satış, üretim ve finans departmanlarının IT ile birlikte nasıl çalışması gerektiğini öğrenin. Hayata geçirin.
- İş çözümü şirketlerinden en az 5 – 6 tanesini dinleyin. “Zamanımız yok, kaynaklarımız kısıtlı” diyenlerin pişmanlıklarının ve uyarlama için harcadıkları zaman ve kaynakların maliyeti daha fazla oluyor.
- En beğendiğiniz iki çözüm için geçici süreli lisans alın. İkisini birden birkaç ay deneyin. (“Zaman ve kaynak” konusu burada daha da geçerli) Yanlış kararın maliyeti, rakibe imrenerek bakmak, veya birbirini suçlamaktan çok daha fazla olabilir.
- İlgili tüm kullanıcı grupların katkısını almayı unutmayın.
İş çözümleri sektöründe geleceğin trendlerini neler belirliyor? İş dünyasını ne gibi yeni çözümler bekliyor?
Gelecekte, bilgiyi yönetmenin bir yazılım işi olmadığı daha fazla anlaşılacak. Asıl becerinin bilgiyi anlamlandırmak, doğru yerde kullanmak, doğru kişiye doğru zamanda ulaştırmak olduğu öğrenilecek.
Başarılı şirketlerin kendileri için ürettikleri iş zekası çözümlerini aynı sektördekilere, hatta rakiplerine satacaklarını düşünüyorum. Zira, bilgiyi yönetmek ile yazılımın ilişkisi olmadığını diğer şirketler anlayana kadar, onların sırtından para kazanacaklar.
Eğer bu fikir size çok garip geldiyse, TV’deki yemek programlarını düşünün. Ünlü lokantaların şefleri neden her yemeği nasıl yaptıklarını, içine ne koyduklarını anlatıyorlar? Neden bunları öğrenen birinin yarın kendilerine rakip olacağını varsaymıyorlar? Ustalığın, araç ve malzemeden fazlası olduğunu bildikleri için – mi acaba?