
Makale Özeti
Bir çoğumuz, onların bilemeyeceklerini de sosyal mecralarda bıraktığımız izlerle tamamlıyoruz.- 1 - Fanatiklik
- 2 - En iyi teklif
- 3 - Müşteriyi verilerden tanımak
- 4 - "İzinli Pazarlama"nın sonu
İlgili Bağlantılar
Birkaç sene önceydi. GSM operatörlerinden biri “tuttuğunuz takımı söyleyin, size şu kadar dakika hediye” demişti.
Sınıfta bu teklifi tartıştık. Teklifin gerekçesini bulmaya çalıştık. GSM operatörü, hangi takımı tuttuğumuzu neden öğrenmek istiyordu? Durup dururken tuttuğunuz takımı öğrenmek istemezdi. Bu teklifin sonunda kurumun para kazanacağı bir şey olmalıydı. Bunun ne olduğu tahmin etmeye çalıştık. Nihai amaçtan yola çıkıp teklifi değerlendirecektik.
Ilımlı – tatlı su – taraftarlar, takım ile ilişkilendirilmiş ticari ürün ve hizmetlere çok ilgi göstermeyebilir. Belki şampiyonluk sonrası… Bu nedenle hedef kitlenin fanatik taraftar [1] olması gerektiğini düşündük. Taraftarlığı bir GSM hizmeti ile eşleştirmeye çalıştık. Fanatik taraftarlara maç sırasında diğer takımların skorlarını SMS ile göndermeyi düşündüklerini tahmin ettik. (Diğer senaryolar da ürettik ama hiçbiri akla yakın gelmedi.)
Aslında – eğer düşündüğü teklif [2] bu ise – teklif yapacağı kişilere hangi takımı tuttuklarını sormasına gerek yoktu. Normal koşullarda hemen her kanaldan maç skorları yayınlanıyordu. Sadece maç sırasında bizzat stadyumda seyirci olan fanatik seyirciler diğer maçların o sıradaki durumlarını SMS ile almaya EVET diyebilirdi.
Kendisi maçtayken eşine “TV seyredip diğer maç skorlarını SMS ile yollamasını” söyleyen fanatikleri tanımıştım. Hiç değilse, arkadaşım gibi fanatiklerin eşi rahat edebilirdi.
Aslında tuttukları takımı sormaya gerek yoktu. Basit veri madenciliği yapabilen bir GSM operatörü, kimlerin o sırada stadyumda olduğunu bilebilirdi. Hatta takımın kendi sahasında yapılan tüm maçlara gidenleri de bilirdi. Hafta içinde başka yerlerde, hafta sonunda stadyumda olanları bulur ve onlara böyle bir teklifte bulunabilirdi.
Sınıfta konuştuğumuz bu projeyi, GSM operatörlerinden biri birkaç ay içinde uyguladı. O sırada GSM operatöründe çalışan öğrencimizi kutluyorum. Bir de sonuçları bizimle paylaşsaydı…
Bir GSM operatörü hakkınızda inanılmaz şey bilir. Bulunduğunuz yerler eğer hakkınızda bir fikir verebilecekse, GSM operatöründen hiçbir şey kaçmaz. Patronunuza “çalışıyorum” derken pub’a gittiğiniz, sevgilinize “hiç görüşmüyorum” dediğiniz birini evinde ziyaret ettiğinizi, bilardo veya bowling salonuna gittiğinizi bilir. Nerede olduğunuzu bilir, orada ne yaptığınızı bilemez.
Bunun yanında, bıraktığınız izlerden geçmişi (hatta şu an’ı) izleyip fikir yürütebilir. Ne düşündüğünüzü, gelecekte ne yapmayı planladığınızı bilemez.
Süpermarketin ne bileceğini öğrenmek isterseniz, şu yazıya [3] göz atın. GSM’i de tasavvur edin.
Bilmediklerinin bir kısmını sosyal mecralarda yayınlıyorsanız [4] onu da bilmeye başlar. İşte o noktada Sosyal CRM devreye girer.