
Bugün güzel bir gün… Bir çok genç “usta” olduklarını kanıtladılar, onaylarını aldılar…
İstanbul Bilgi Üniversitesi’’nde MBA öğrencilerinin “bitirme tezi” sunumları vardı. Onlarca genç arkadaş, aylardır hazırladıklarını sundular. (Usta = Master)
CRM konusunda 2 sunum vardı. (Bir tane de sunum yapılmayan çalışmayı yönetme şansına ve keyfine ulaştım bu sene)
Öğrencinin bitirme tezi konusunda kendisine ve çalıştığı kuruma faydalı olabilecek bir çalışma yapmasını şart koşuyorum. Konu seçerken, çalışılan kurum ile birlikte hareket edilmesini, kurumun ihtiyaç duyduğu yönde bir çalışma yapılmasını istiyorum. Bu doğrultuda, kurumdan destek alması ve kurum verilerini kullanması gibi beklentilerim var.
Dolayısıyla yönetme mutluluğuna eriştiğim tüm çalışmalar “iş hayatının içinden” idi. Zaten Bilgi’de “okul için değil yaşam için öğrenmeliyiz” diyoruz.
Bir tanesi B2B faaliyet gösteren firmanın “müşteri bilgi ekranı” tasarımı konusundaydı. Satış elemanının, müşteri ihtiyacını en fazla karşılamasını sağlayan ekran tasarlanmıştı. Firmanın Avrupa’daki genel merkezi, çalışma konusunda takdirlerini bildirdi. “Belki Avrupa’da da uygularız” dedi.
Biri, sadakat kartlarını konu almıştı. Kartını kullanan, yüksek ciro yapan ama isim ve adresini kaydettirmeyen müşterileri hedefledi. Onların kayıt olmalarını sağlayacak çeşitli kampanyalar tasarladı. Bunların büyük kısmı, yakında devreye alınacak.
Diğeri, yelpazesi çok geniş bir spor ürünleri mağazasının CRM yolculuğuna çıkmadan önceki durumunu saptadı. CRM’de “Sıfırıncı Aşama” diyoruz. Daha yola çıkmadan önce yapılması gerekenleri listeliyor. Sorunların tespit edilmesi ve doğru patikaların önerilmesini kapsıyor.
Başta Canan Uluşahin, Hilal Cura ve Selcan Alkaya olmak üzere bugün ustalık düzeyine ulaştığını belgeleyen herkesi tebrik ediyor, başarılarının devamını diliyorum.